14 Ekim 2012 Pazar

Taksim Otobüsü


   İki kafadar 14 Ekim 2012 tarihindeki Sahaf Festivalinin son gününe gitmeye karar verdik ve pazar günümüzü değerlendirelim dedik.Düştük yollara, önce semt pazarına rastladık korkunç bir trafik vardı caddede ama giden araçlardan değil kaçak park yapanlardan.
   Caddenin karşında durağa bir bakış attık olağanüstü derecede kalabalıklaşmıştı.Şaşırdık.Varoşlarda bu kadar yolcu ne bekler diye ama Taksim Hattını görünce sevindik, koştura koştura yakaladık otobüsü ve bindik.İçersi tabiri caizse "balık istifi" olmuştu.Özel Halk Otobüsü olması vesilesiyle de kliması ya bozuktu ya da şoför amcamız işin pintiliğindeydi.Her neyse yolu yarıladık, kendi muazzam ter kokumuz yetmezmiş gibi diğer yolcuların da kokularını özümsedik ve ciğerlerimizi açtık.Sanırım artık karbondioksit  solunumu yapabilir raddeye geldik.Şoför amcamız zaten her yerde bir boşluk görmesi yetmezmiş gibi arkadaşının birine rastladı ve artık koyu bir sohbette başladı otobüste.E bizde sohbet etmiyor değildik ama amcamız naklen yayına geçmişti.
   Son 15 durak kaldığını İ.E.T.T teknolojik devriminin ölçüsü akıllı bilgisayardan öğrendik.Zaten sahile paralel gittiğimiz için tatlı bir yolculuk havasına girmiştik(Haliç Kenarında yolculuktaydık ama eminim otobüsten daha az kokuyordur.).Herneyse genç bir arkadaş üç tane taksim otobüsünün arka arkaya dizilmesinden heyecanlanmış olsa gerekki hangisine bineceğini kestiremedi ve en sonunda en kalabalık ve kokulu otobüsü seçerek hayatının seçiminde bulundu.Evet bizim otobüsü seçmişti ama şoför amcamızın başka planları vardı :"Seni zibidi ...koduğumun...cuğu" deyip kapıyı kapattı ve derhal yoluna devam etti.Şaşırmıştık desem yalan olur ama bu kadar da ağır bir tepki vereceğini cidden düşünmedik arkadaşımla beraber gülmeye başladık.
   Herhalde oldukça eğlenmiş olmayızki arkadaşımın bir anda yüz ifadesi değişti sanki başına korkunç birşey gelmişti, bir türlü anlam veremedim ama anlamam da uzun sürmedi.Arkasındaki Aile Reisi amcamız yol alabilmek adına dostumu mıncıklamıştı ve bu bir telaş yaratmıştı.Derdini anlayamadık az daha onun bir "Fordcu" olduğunu bile düşünecekken : "incez biz ya" diye haykırması bütün soruna özetle bir cevap vermişti.Her neyse otobüste güzel ve güvenli bir yere yaklaşmıştık zaten festival alanına da çok kalmamıştı ve keyifliydik.İnmemiz gereken durağa yaklaştık ve indik tabi biraz zorlandık kapıdaki yolcular sağolsunlar bizlerle yakın temas kurmaya istekliydiler.
   Festival alanına geldiğimizde çok umutluyduk birçok kitap sorduk ve arkadaşlarımızı arayıp kitap tavsiyleri aldık ama maalesef herşey için çok geç kalmıştık.Anarşizmin buram buram koktuğu bir sahafa uğradık son bir umutla kitapların isimlerini sorduk ama onun cevabı tokat niteliğindeydi : "Bugüne kadar aklınız nerdeydi ?...Olum o kitapları artık bulamazsınız gidin satın alın..."dedi.
   Arkadaşımla minibüse atlayıp eve döndük çünkü bir otobüs yolculuğunu daha kaldırmamızın mümkanatı yoktu ve bugünden en anlamlı dersi edinmiştik.Otobüse bineceksen herşeye hazırlıklı ol ve Sahaf Festivaline asla son gün gitme...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder