7 Temmuz 2013 Pazar

Akbil icat oldu, muavin imtiyazı kayboldu


Bu okuyacaklarınız hepinizin en az bir kez başına gelen acıklı bir olaydır.Diyeceklerimi sakın ola yamana atmayın kardeşler.Bu bir tarihin simgesi ve toplumun yansımasıdır.

"Akbil icat oldu, muavin imtiyazı kayboldu."



İstanbul'un en erkeksi semtlerinden birinde otobüse binersiniz ve zaten olacaklar kendini biraz ter kokusu, biraz sert bakışlar ve en önemlisi kliması olmasına rağmen kapısı açık gitmeyi tercih eden bir şoför olarak gösterir.Tam olarak baygın kokular ve gereksiz zengin olma hayalleri ile yaşlandığınızı düşündüğünüz ve kafayı yemek üzere olduğunuz bir an hepimizin bildiği ve bir zamanlar öyle olduğu çift otobüse adım atar.
Dink...Dank...Dong...Zong...Port...Cort...

Ekibin ilk kişisi otobüse adımını atar o hepimizin sahip olduğu ve toplu ulaşımda ufak yaşlarımızda vazgeçemediğimiz yegane yol arkadaşımız annemizdir.Evet bir ana tüm tehlikelere göğüs gerercesine otobüse ilk adımını atar ve hiç aksatmadan akbilini adeta bir silah gibi kuşanır ve kullanır.Vazifesini yerine getirmiş olan akbilin üzerinden dumanlar çıkarken ilerler o "Ana"...Arkasında bir ses vardır ama asla duymaz ve hatta duymazdan gelir...

"Hey akbil basmalıyım...Hey" ! Acı acı ses devam eder, "Heyy" der ve kısılır.Ses iyice boğuklaşır ama yapacak birşey yoktur ve sözünü geçirmeye çalıştığı insan yılların deneyimine sahip olduğu için kesinlikle yolundan dönmez ve gerekli olan o emir cümlesini kurar : " Derhal buraya gel ve otur, dün şoför amca senden akbil basmanı beklememişti".İşte o an herşey değişir ve büyük bir sessizlik oluşur.
................................................................................................................................
Sessizliğin bitesi gelmez ama o ulvi ses sohbete katılır ve böylelikle sessizlik adeta bir bıçağın eti ikiye bölmesi gibi kesilir.



"Bayan siz bir tane daha basacaksınız." işte herşey betimlenir ama eksik akbilin istenmesi ve bu eksiğin yüzünüze vurulurken ki o yayvan ses betimlenemez.Şuan inanın sesi dahi taklit edemiyorum o derece.İşte bu noktada herkes derin bir nefes almalı zira konumuz mühim.Ergenliğin doruklarına varmak üzere olan sessiz ve sabırlı genç arkadaş artık kabuğunu yırtarcasına haykırır :
"Ben demiştim sana bir tane daha basmalıydık ! Çok pardon abi ben zaten basmam gerektiğini biliyordum..."der ve bu noktadan sonra sadece 3 ses duyabilirsiniz.
  1. Ergenin derin ve içten gelen zafer nidaları atmaya hazır olan ciğerlerindeki o muazzam nefes sesleri
  2. Cüssesi nolursa olsun yeri göğü titreten adımlar
  3. Artık çocuğunu da ara sıra dinlemek zorunda olduğunu farketmiş olan annemizin son sözleri :
"Peki madem geçen günki şoför abin neden akbil bastırmadı ? Bence bu adam gıcıklığına yaptı."der ve ergen patlama yaşar. İşte o anda ergen artık bir birey olmak için son gaz haykırır "Ben ne 6 yaşındayım ne de 7 yaşındayım bir kez de olsun beni dinle" der ve artık bireyliğini resmi olarak ilan eder.



Herşeyden önce eğlendiğinizi ümit ederim ancak bu yazımda değinmek istediğim bir kaç mesele var esasen.Bundan sonrası eğlence dışı okuyucuların okumasını tavsiye ederim ;)

  • Öncelikle bir anne gezmeye çıkmasına rağmen neden çocuğuna ulaşım neticesinde para ödemek istemez ki ?
Esasen sorunun iki cevabı vardır.İlk olarak ailemiz her türlü zorluğa rağmen bir şekilde çocuğunu hayatına bağlayarak İstanbul denilen bu canım şehri gezdirmek ister ve bunu yaparken bir lokma daha fazla yedirebilmek ve bir tarihi, doğal güzellik gösterebilmek için tasarruf eder.İkinci cevap ise şöyledir; ailemizin tam bir tutum abidesi bir ana ile karşı karşıyayızdır ve o bir şekilde çocuğunun büyüdüğünü görmezken kimsenin görmediğini düşünür ve yolculuktan kâr etmek ister.
  • Peki bizler cevabı nolursa olsun neden ulaşımı ucuza getirmeye çabalarız ?
Cevap gayet basittir.Fırında tek bir ekmeğin 90 kuruş veya İHE(İstanbul Halk Ekmek) de ise 50 kuruştur. Bunları ölçü olarak alırsanız hemen farkedersiniz ki bir öğrenci 2 adet İHE parasına seyahat eder. Yetişkin ise 2 İHE ve 1 Fırın Ekmeğine seyahat eder.Mevzu bahis konuda 5 kuruş artmıştır ve bunu da ekmeklerin semt semt değişen fiyatlarına bırakıyorum.
  • Netice olarak ulaşım sağlamadık mı ?
Elbette netice olarak ulaşım sağladık ancak bir otobüsün içinde hemen hemen hergün aynı yerlere gitmemize rağmen tanıdık yüzlere bile gülümseyemeyecek hallerde yolculuk etmekteyiz metrobüslerde. Aynı mahalleden binmemize rağmen saygısız her türlü davranışta bulunmaktayız otobüslerde. Çocukluğumuzun en keyifli yolculuklarını yaptığımız vapurlardan kaçmaktayız hepimiz ya kardeşimizin ya da çocuğumuzun canı çeker diye kafetaryasından birşeyler diye.
  • Ulaşıma gün içerisinde ne kadar yatırım yaptığımızın farkında mıyız ?

"Akbil icat oldu, muavin imtiyazı kayboldu."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder